Zihinsel bir Değisim Trade Sonuçlarını Nasıl Etkiler?
Trade işlemlerinizin sonucları sizi memnun etmiyor mu? Alım satım işlemlerinizde hatalar olduğunda daha çok kimi ya da kimleri suçluyorsunuz? Sürekli balinaların ya da ‘dayıların’ yaptığınız ticaretin sonuçlarında az ya da çok etkisi oldugunu mu düşünüyorsunuz? Bu sorulara yanıtınız evet ise muhtemelen trade işlemlerinizde er geç büyük ve sürekli kayıplar yaşayacağınızı söylemek müneccimlik olmayacaktır.
Trade işlemlerinizin sonuçları sizi memnun etmiyorsa suçluyu başka yerlerde aramaktan vazgeçin. Sert bir söz de olsa kendinizden başka suçlu olmadığı gerçeği ile er geç yüzleşmeniz gerekir. Bir kişi pek çok nedenden dolayı ticaretle ya da konumuz itibariyle kripto para alım satımıyla uğraşabilir. Pek çok kişi hem zengin olmak hem de buna en kisa zamanda ulaşmak istediği icin bu işe girmektedir. Bu zenginlik yolculuğu aynı zamanda pek çok konuda kontrolu ele almak demektir. Ticaret kararlarını kontrol etmek, mali durumunuzu kontrol etmek, zamanınızı kontrol etmek, karar verme sureclerinizi kontrol etmek ve nihayetinde geleceğinizi kontrol etmek anlamlarına gelir. Tüm bunlar çeşitli bahanelerle göz ardı edilir. En sık ifade edilen bahaneler arasında "zamanım yok", "bilgim yok", "işler böyle yürümüyor ki " gibi ezber sözler başı çekmektedir. Bu bahaneler aslında kendini haklı çıkarmak için kullanılan belirgin kendi kendini kandırma stratejileridir. Bu büyük mücadele yerine suçu zamana, bilgisizliğe, dış guçlere, art niyetli kişilere atmak kişiyi rahatlatsa da durumun daha da kötüleşmesinden başka bir sonuç doğurmaz.
Ticaretinizin kontrolünü ele almak, ticaret yolculuğunuzda nerede olduğunuzu anlamakla başlar. Bir tüccarın geçeceği dört aşama vardır ve bunlardan üçü aşağıda kısaca açıklanmıştır.
Bilinçsiz Yetersizlik
Ticaretin ilk ya da baslangiç aşaması "neyi bilmediğini bilmediğin" aşamasıdır. Bunu küçük bir çocuğun dünyayı büyük bir cesaretle tanıma merakına da benzetebiliriz. Dünyanın potansiyel tehlikelerinin farkında olmayan ve hiçbir korku duymadan etrafını keşfetmeye calışan küçük cocuk gibi birçok tüccar piyasaları yeterince tanımadan, kendini eğitmeden ve kendi hatalarından dersler cıkarmadan uzun bir süre bu aşamada kalır. Bu aşamadan çıkmak ancak bilmediklerini bilmediğin gerçeğinin farkına vardığınn ve bunları bilmek icin uğraştığın bir motivasyon ve çabayla mümkündür.
Bilinçli Yetersizlik
Bu başarısızlıklar er geç traderın başarısının hiç de tesadüf ve zannettiği kadar kolay olmadığı gerceği ile yüzleşmesiyle aşılır. Benim yolculuğum da tam da bu noktada başladı. Baslangıçta ekonomik olarak kendimi güvencede hissetmek icin basladığım ve ciddi zararlar ettiğim bu sürecimi tersine döndürebilmek için ciddi bir arayışa girdim. Kendi stratejimin hatalı olduğunu anladım ancak soruna çareler aramak yerine çözümü başkalarından alacağım tüyolarla aşabileceğimi düşündüm. Pek çok sosyal medya fenomenini takip ettiğim, onların dediklerini sorgulamadan kabul ettiğim bu dönem yine büyük bir hüsranla sonuçlandı. Bu aşamada Trade islemlerinin sadece alıp satmakla ilişkili olmadığını anladım ve daha fazla bilgi edinmek icin trade okur yazarlığımı arttırmaya karar verdim. Yolum bu aşamada bu yazıyı okuyan pek coğu gibi Sait Arslan ve Kamile Uray'a ve böylelikle de Vuca Borsa'ya çıktı. İyi ki bu güzel insanlardan eğitim aldım. Uzun ve bolca acı ile geçen bir yolculuğun sonunda artık trade ile ilgili daha fazla bilgiye, deneyime ve stratejiye sahiptim. Şimdi sırada tüm bunları birer birer uygulamak vardı.
Bilinçli Yetkinlik
Traderların en sık düştüğü hatalar tam da bu aşamada ortaya çıkmaktadır. Alınan uzun eğitimler sonucu kendi tarzına uygun bir strateji bulmak ve bu stratejiyi tekrar tekrar test etmek traderin sağlam bir ticaret planının oluşmasına katkı sağlar. Bu aşamada trader basarılı olmak için herşeyi yaptıgını ve artık başarının mümkün olduğunu daha fazla düşünmeye ve buna inanmaya başlar. Bu ne yazık ki bir beklentidir. Daha sonra da üzerinde duracağımız gibi beklentiler ile gerçekler arasında bir sebep sonuç ilişkisi yoktur. Kağıt üstünde herşeyi bildiğini düşünse de canlı alım satım işlemlerine başlamak er geç kârlı işlemlerin önündeki bazı aksiliklerle, eksikliklerle yüzleşmeyi de beraberinde getirir. Bu noktada sorun tıpkı bisikletin nasıl kullanılacağını bilmemek değil bisiklet kullanmaya cesaret ve inat edememekle ilgilidir. Canlı ticarette işlerin beklenildiği gibi iyi gitmediğini gören yatırımcılar hemen tüm bu eğitimlerin ve oğrenme surecinin gereksiz olduğunu düşünmeye eğilim gösterebilmektedir. Burada önemli olan nokta bildiklerini uygulama surecinde duyguların, inançların rolünü küçümsemektir. Önemli olan nasıl kararlar aldığımız ve bu kararları nasıl uyguladığımız gerçeğini daha fazla idrak edebilmektir.
Yazının başında bir traderın geçeceği dört aşamadan bahsetmiştik. İlk üçünü konuştuk. Dördüncü aşama ise çok önemli değildir. Çünkü tüccarların neredeyse %90'ı bu aşamaya asla geçememektedir. Çünkü ticaret doğası gereği zordur. Pek çok etkeni göz önünde bulundurmayı gerektirir. Trade zorlaştığında çoğu kişi bu işten vazgeçmekte ya da diğer üç aşamada sıkışıp kalmaktadır. Üstelik bu döngüde takılıp kalmanın beden ve ruh sağlığı üzerinde oldukça yıpratıcı etkileri de söz konusudur. Yoğun bir stres yaşamak ve çok fazla zihinsel enerji harcamak durumunda kalan trader başarıyı hak etmek için herşeyi yaptığını hissetse de de bir ileri üç geri gitmekten kendini alamaz. Bu yıpratıcı sürecin en sık sorulan sorusu olan "neden?" e sağlıklı bir cevap bulamayan yatırımcı piyasayı, borsaları, eğitim aldığı kişileri suçlamasına yol açar. Öyle ki bunu aşabilmek için yeni strateji ve tekniklere başvurmaktan kendini alamaz. Ancak, bu yine de eski kısır döngünün bir kez daha başlamasına yol açmak dışında bir sonuç doğurmaz.
Öfkeli şimşekleri üzerime çekmeyi göze alarak rahatlıkla söyleyebilirim ki tüm bu farkındalık, bilgi, beceri ve deneyime rağmen hala başarılı sonuçlar alamıyorsanız bilin ki başarısız ya da hatalı olan sisteminiz değildir. Başarısız olan sizin tutumlarınız ve zihinsel ya da duygusal tıkanıklığınızdır. Suçu başkasına atmak yerine sorumluluğunuzu kabullenmek ve bununla başa çıkmak için harekete geçmek, değişiklik yapmanın temel anahtarıdır. Buradaki temel sorun işleme girmeden önce yapılan analizlerde değil; alım satım işlemlerinin gerçekleştirilmesinden sonra traderın zihninde olup bitenlerdedir.
"Para bütün kötülüklerin temelidir."
Bu ifadeyi kim bilir kaç kez duyduk. Ticarette ise bu söz yüksek sesle daha fazla dile getirilmektedir. Bir traderın duygularının en büyük tetikleyicilerinden biri finansal kazançlar ve kayıplardır. Para kazanma ya da para kaybetme ile doğrudan ilişkili olan temel duygular arasında açgözlülük, korku, acı, utanç, gurur, kibir, öfke, depresyon ve karamsarlık yer almaktadır. Bir an için bu yazıyı okumaya ara verin ve trade islemlerinizdeki en son kaybınızı gözünüzün önüne getirin. Bu son kaybınız size neler hissettirdi? Zar zor kazandığınız, biriktirdiğiniz paranızın sizden alınmış olmasına kızdınız mı? Ya elinizdekini avucunuzdakini kaybetmekle ilişkili yaşadığınız o büyük korkuya ne demeli? Düşüşlerin peş peşe geldiği ve stop olmayı kaçırdığınız o gidişata baktığınızda hiçbir şey yapamayacağınızı, kontrolü kaybetmeye başladığınızda cesaretinizi artık tamamıyla kaybettiğini hissetmiş miydiniz? Depresyona mi girdiniz ya da panik atak mı yaşadınız?
Gelin bu sefer de tersini düşünelim. En son elde ettiğiniz kârlı işlemden sonra ne yaptınız? Ne hissettiniz? Son kârlı işlem serisinden sonra daha fazla mı açgözlü oldunuz? Hırsla daha fazla kar elde etmek için normalin ötesinde mi yeni işlemler açtınız? Hatta ve hatta artık ticarette ustalaşaştığınızı ve bir daha asla kaybetmeyeceğinize mi inanmaya başladınız? Kendinize aşırı güvenerek asla yapmamanız gereken işlemlere mi girdiniz? Ya bu kayıp ya da kazanç/galibiyet olarak değerlendirdiğiniz şey, büyük bir şanssa?
Traderların tüm birikimlerini riske atmalarına sürükleyen şey aslında bu duygulardır. Başarılı traderlar, bu duygularını fark eden ve bunları nasıl kontrol altına almayı öğrenenler arasından çıkmaktadır. Bu duyguları kontrol altına almakta ve yönetmekte zorlanan traderlar ise bu zor duyguların trade kararlarını etkilemelerine izin vererek kendi kendilerini sabote ederler.
Duygular ve para ve paraya ilişkin zihinsel tutum arasındaki bağlantı, kişinin çok küçük yaşlardan itibaren kendisine aşılanan temel inançlarından gelir. Bu nedenle, bunların bir gecede kolayca değiştirilebileceğini varsaymak aptalca olur. Tıpkı kötü bir alışkanlık gibi, bu inançlardan ve duygulardan kurtulmak da amaç olmamalıdır. Bunun yerine, bunların nasıl değiştirileceğine odaklanmak daha gerçekçidir. Psikolojide giderek daha fazla popüler olan "Çözüm Odaklı Terapi" ekolünün de üstünde durduğu gibi korktuklarımızdan kaçınmak değil; isteklerimizin gerçekleşebilmesi için çaba göstermek, bizi başarıya daha fazla yaklaştırır.
Sonuç Yerine Surece Odaklanabilmek
Bir trader, trade başarısı için bir değişiklik yapmak istiyorsa, ilk yapması gereken şeylerden birisi ona zevk ya da acı veren şeyi/şeyleri değiştirmektir. Zevk duymak ya da acı çekmek, trade işlemlerinin sonuçlarıyla doğrudan ilişkili duygulardır. Kârlı bir trade işlemi tüccara büyük zevk verirken, kaybeden tüccar büyük bir acı yaşayabilir. Bu durumu iyi ya da kötü gibi daha genel iki kavramla da açıklamak mümkündür. Kazançlı bir işlemin iyi; kayıpla sonuçlanan bir işlemin ise kötü olarak değerlendirildiğini sıklıkla işitmişizdir. İyi ve kötü şeyler özünde bir varoluşa ilişkin tanımlamalardır ve çoğunlukla stabil/değişmez bir duruma atıfta bulunmak için kullanılırlar. Trade işlemlerinin sonuçlarına iyi ya da kötü kategorileriyle baktığımızda, trade sistemimiz ne kadar harikulade olursa olsun yine de sonuç üzerinde sıfır kontrole sahip olduğumuzu ima etmektedir. Bu açıdan bakıldığında elimizde olmayan bir şey yüzünden kendimizi ödüllendirmek ya da cezalandırmak yerine odağımızı kontrol edebileceklerimize çevirdiğimizde başarı oranı giderek artan bir trader olmaya daha yakın bir zihinsel ve duygusal olgunluğa adım atabiliriz.
Trade olumlu ya da olumsuz beklentilere göre değil bir sistem ve stratejiye bağlı kalındığında trader için bir avantaja dönüşebilir. Beklentilerin gerçekler karşısında hiç şansı yoktur. Doğayı tamamen kontrol etmenin imkansız olduğu gibi trade işlemlerinin sonucunu önceden tahmin etmek imkansıza yakın bir girişim ve büyük bir karşılıksız arzudur. Bu nedenle, yoğunlaşmamız ve üzerinde uzmanlaşmamız gereken tek şey; tek tek işlemler yerine sistemimizi ve stratejimizi her gün tutarlı ve kararlı bir şekilde yürütebilmektir. Böyle bir zihniyet dönüşümü, zevk ve acının ötesine geçebilmeyi ve tek bir işlemde haklı çıkmayı değil sureç boyunca haklılığımızı ortaya koymayı gerektirir. Bu açıdan tek bir işlem traderı asla başarılı ya da başarısız veya iyi ya da kötü yapmaz. Sürecin sonucunda başladığımız noktayı ne kadar ileri taşıyabildiğimiz asıl başarımızı ortaya koyar. Bu yolculukta trader olmak hata yapmaktan korkup kaçmak yerine hatalarının üstüne giderek sürece odaklanmayı öğrenmekle mümkündür.
Hataları Minimize Etmek
İkinci Dunya Savasi’ndan sonra ortaya çıkan ve giderek tüm dünyada etkili olmaya başlayan Japonların "Kaizen" felsefesi, özünde sürekli iyileştirmeye odaklı bir ekonomi/yönetim modeli olarak da değerlendirilebilir. Daha çok fabrikaların iyileştirilmesi ve daha çok kâr elde etmelerine ağırlık veren bir yaklaşım olsa da bunu bireysel gelişim ve trade işlemlerine de uyarlamak mümkündür.
Trade işlemlerinde kazanmak ya da kaybetmek veya kâr/zarara odaklanmak yerine trade işlemlerimizi iyilestirmeye, hatalarımızı ortadan kaldıracak adımlar atmaya yönelmek, Kaizen felsefesini gündelik hayatımıza adapte edebileceğimizi gösterir. Kolay gibi görünse de bunu bir gecede başarmak mümkün değildir. Buradaki kişisel hedef bir önceki aya oranla daha az hata yapmaya odaklanarak adım adım iyileştirmede ustalaşmaya gitmektir. Örneğin Kasım ayında 16 hatalı işlem yapıldıysa Aralık ayında hiç değilse 15 hatalı işlemi geçmemeyi hedeflemek, trade öz-yeterliliğini bir üst duzeye çıkarabilir.
Bilinçsiz Yetkinlik
Tüccarın otomatik pilottaymış gibi hareket ettiği bu son trade aşamasında traderin piyasaları sık sık analiz etmesi ve her gün aynı işlemleri yapması nedeniyle trade giderek daha sıkıcı ve monoton bir biçime sürüklenir. Buna rağmen; acelecilik giderek daha az görülür. Kırmızı mumlardan kaynaklanan boşluk ve sıkışma hali daha az görülür. Burada önemli olan şey, ticaret planının tutarlı ve kararlı bir şekilde uygulanmasıdır. Bu aşamada trader, ticaret planına sadık kalabiliyor ve kendisinden kaynaklı etkenleri kontrol altına alabiliyorsa hem kendi finansal özgürlüğü hem de trade yolculuğunun keyfini daha fazla çıkarmaya başlayacaktır.
Son olarak bu yazıyı şu soruyla bitirmek anlamlı olacaktır.
Haklı olmak mı istiyorsunuz yoksa başarılı işlemleri daha fazla gerçekleştirmek için kendinize odaklanmak, hatalarınızı ve trade süreçlerinizi iyileştirmek mi istiyorsunuz?
Haydi öyleyse, kolay gelsin.
Dr. Mahmut Bektaş
Psikolojik Danışman/Psikoterapist
Trade Psikolojisi
Comments